YABANCI YATIRIMCI GELMEKTEN CAYAR (MANŞET) 2Ülkemizin
içinde bulunduğu döviz krizine vergi müdahalesi de geldi. Bir taraftan geçici
de olsa vergi artışı, diğer yandan Maliye tarafından izlenme düzenlemesi
manidar bulundu. Piyasalara döviz girişini özendirme yerine getirilen önlemler
ile piyasalara yeni döviz girişini zorlaştırılmaktadır. Ayrıca daha da önemlisi
yabancı yatırımcılar bu yüksek döviz mevduat vergisi nedeniyle Türkiye’ye taze
para getirmeyebilir. Sözü edilen düzenlemelerin Birincisi; 31 Ağustos tarihli
Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı’nın 53 sayılı Kararnamesi ile Türk
Lirası ve döviz mevduat gelirine 3 ay için uygulanacak vergi oranları
düzenlemesidir. İkincisi ise; 52 sayılı Kararname ile Türk Parası Kıymetini
Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’a ek madde
eklenmek suretiyle vergi dairesi başkanlıkları ve vergi dairesi müdürlüklerinin
de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki mevzuat ile ilgili olarak görevleri
yerine getirme yükümlülüğü getirilmesidir. TÜRK LİRASI MEVDUATININ VERGİSİ
İNDİRİLDİ Kararnameye göre; Türk Lirası mevduat hesabındaki faizden alınan
vergi oranı düşürülürken, döviz mevduatının faizinden alınan vergi oranı ise
artırıldı. TL’nin 1 yıldan uzun vadeli gelirinden alınan vergi sıfırlanırken, döviz mevduatından
elde edilen faiz geliri vergisi oranı ise artırılmaktadır. Bu düzenlemenin
Türk Lirası tasarrufunu teşvik amaçlı alındığı belirtilmektedir. Düzenleme ile,
Türk Lirası mevduatının vadesiz ve 6 aya kadar olan vadelerde yüzde 15 olan
stopaj oranı yüzde 5’e, 1 yıla kadar vadeli mevduatı oranı yüzde 12’den yüz de
3’e, 1 yıldan uzun vadeli Türk Lirası mevduat hesabında ise yüzde 10 olan vergi
oranı yüzde 0’a indirilmektedir. Ahmet Ergen’in 31.08.2018 tarihli NTV web
sitesi ntv.com.tr’de ki yazısında; ‘’Bankalarda bulunan toplam mevduat 1.989
milyar TL’dir. Bunun 1.020 milyarı TL’si yani yüzde 51,3’ü TL’dir. 969 milyar
TL’si yani yüzde 48,7’si ise döviz mevduatı olduğu’’ tespitini yapmaktadır.
Yani bankalardaki toplam mevduatın yarısına yakını döviz cinsindedir. Dövize
gereksinim duyduğumuz bu dönemde ‘’dövizi cezalandırıyoruz’’ algısının
yararımıza olmadığı açıktır. BORÇ ÖDEMEK VE İTHALAT İÇİN DÖVİZİ NERDEN
BULACAKSINIZ? Cumhurbaşkanı Kararnamesine göre; vadesiz ya da 6 aya kadar
vadeli döviz hesabı faizinden alınan yüzde 18 gelir stopaj vergisi oranı yüzde
20’ye yükseltilmektedir. 1 yıldan uzun vadeli döviz hesaplarından alınan yüzde
13’lük stopaj gelir vergisi oranı ise değiştirilmemektedir. Günlük tüketim
mallarından tutun da enerjiden, imalatta kullandığımız ham ve ara mallarına
kadar her şeyi ithal ediyoruz. Yaygın tabirle havyardan samana kadar her şeyi
dolar ile ithal ediyoruz. Dış borcumuz 500 milyar dolara dayanmış. Bir yıl
içinde 280 milyar dolar borç ödeyeceğimizi yetkililer açıklıyor. Yani kısa
vadeli borcumuz çok. Borç ödemesi ve ithalat için döviz gerekiyor. Bu durumda
döviz mevduatını özendirip, döviz girişini kolaylaştıracağımız yerde, vergisini
artırmak suretiyle, piyasaya döviz girişini daha da zorlaştırmak ne kadar
gerçekçi? Neyse ki Kararname ile sürenin 3 ay ile sınırlı tutulması,
bankalardaki uygulama farklılıkları, daha önce başlayan vadelere nasıl
uygulanacağı gibi belirsizlikler nedenleriyle bu karar çok etkili olmayacaktır.
Ancak yaratacağı kısa süreli olumsuz etki bile ekonomiyi olumsuz
etkileyecektir. DIŞ GÜÇLER ÖRTÜSÜ Dış güçler her zaman vardır ve daima da
olacaktır. Biz de bunu hep bileceğiz ve ekonomimizi ona göre yöneteceğiz.
Ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarımızın üstünü ‘’dış güçler’’ örtüsü ile
örtüp kurtulmayacağız. Üretimi, yatırımı öncelemeyen, İsraf ve yolsuzluklarla
halktan bezginlik yaratan, beton ekonomisi ile ülke kaynaklarını optimum
kullanmayan iktidar ülkemizi bir ekonomik krize sürüklemiştir. Palyatif karalar
ve Kararnamelerle içinden bulunulan ekonomik kriz önlenemez. Daha akılcı,
etkili ve güven yaratıcı önlemler alarak bu kriz aşılmalıdır. Döviz mevduatı
gelir stopaj vergisinin yükseltilmesi ile ilgili olarak; maliyeci, önceki dönem
Hazine Müsteşarı ve aynı zamanda bir bilim adamı olan ünlü ekonomist Mahfi
Eğilmez sosyal medya hesabında; “Bu tür önlemlerle bir yere varamayız. Buradan
kazandığımızı bütçe açığı olarak veririz” ifadelerine yer verdi. Eğilmez Üstat,
“Stopaj indirimi sonrasında bankalar mevduat faizlerini düşürüyor. Dolayısıyla
bu indirim aslında mevduat sahibinin değil bankaların işine’’ yaradığını
belirtiyor. Gelinen bu noktada halka; ‘biz dış güçleri cezalandırıyoruz TL’nin
vergisini azalttık, doların vergisini yükselttik’’ kandırmacası ile içeriye
yönelik bir gaz alma algısı yaratılmakla ekonomik krizden kurtulmak mümkün
değildir. Yoksa Ekonominin e’sinden anlamayan biri bile bu aşamada dövizin
vergisini artırmanın bir yarar sağlamayacağı açıktır. Yolları, köprüleri,
havaalanlarını ve bütün kamu ihalelerini dövizle yapacaksınız. Ekonomiyi
dolarizasyon hastalığına yakalatacaksınız, sonra da; ‘’dış güçler bizi
batırıyor’’ diye feryat edeceksiniz. Buna kimse inanmaz. Halka; ‘’yastık
altındaki dövizinizi, altınınızı getirin’’ diyeceğinize dövizle ihale
verdiğiniz yandaş müteahhitlerin dövizlerini bozdurtun. Dövizle geçilen
yolların, köprülerin ücretlerini TL’ye çevirtin. Biz her zaman dolarize edilmiş
ekonominin Ülkeye yarar getirmeyeceğini söylüyoruz. Kimse bu yazımızda döviz
lobisini desteklediği anlamını çıkarmasın. Dövize çok ihtiyaç duyduğumuz bir
dönemde döviz girişini zorlaştıracak kararların yararsızlığını anlatmaya
çalışıyoruz. DÖVİZ YATIRIMCISI VERGİ SİLAHI İLE Mİ VURULACAK? Yazımızın başında
da belirtildiği üzere; 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’a ek
madde eklenmesi ile, Hazine’ye ait olan yetki Maliye’ye de verilmek suretiyle;
elinde döviz bulunduranlar vergi sopası ile tehdit edilmek istenmektedir. Bir
anlamda halen vergi ve ekonomi mevzuatımızdan olmayan ‘’nerden buldun?’’ fiili
bir mevzuat uygulaması piyasaları daha da ürkütecektir. AB ile yeniden
görüşmelere başlandığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı’nın bu iki şaşırtıcı
kararlarını piyasa ekonomisi ilkeleri ile bağdaştırmak